31 Mart 2017 Cuma

Alanya Ultra Maratonu 64km

Herkese selam, 

  İlk blog yazım için heycanlıyım ve aslında tam olarak neler yapmam gerektiğini bilmiyorum :) Fakat şunu biliyorum ki koşarak çok fazla anı birikiyor ve güzel hikayeler oluşuyor.

  Öncelikli olarak nedir bu ultra maraton diyenler için mini bir bilgilendirme olarak 42.195m üzerindeki bütün mesafelere verilen genel bir isimdir. Tabi buda kendi içerisinde farklılık göstermektedir: etaplı ultra maratonlar, trail ultra maratonları ve yol ultra maratonları tarzında.

 Gelelim konumuza Alanya Ultra Maratonu, aslında bu seneki yarış listemde yoktu ve açıkcası ilk senesi olması ve katılımın az olması sebebi ile biraz tereddüt ile bakıyordum. Fakat ülkemizde sınırlı sayıda olan ultra maraton organizasyonlarına yeni bir durak eklenecekti ve kendimin orada olması gerektiğini orada ki havayı solumam gerektiğini  hissettim.

Artık kayıt olmuş ve günleri sayarak son antrenmanlarımı yapıyordum, aynı zamanda parkur eğim irtifa haritasını inceliyor başıma neler geleceğini hesaplamaya çalışıyordum :)  İşim ve vaktimin kısıtlı olması sebebi ile yeteri kadar tırmanış antrenmanı yapamıyor olmamdan dolayı biraz çekiniyordum çünkü parkur  yaklaşık +3150 metre tırmanış ve iniş içeriyordu.Bir kaç konuşmada duyduğum zirveye (1500) çıktığınızda kar olacak duyumları beni heyecanlandırıyor bir o kadar da meraklandırıyordu.

 
Günler geçti ve yolculuk vakti gelmişti ve ben her zamanki gibi hazırlık esnasından yanıma ne almalıyım acaba hava nasıl olur gece şunu giyerim dönerken bunu giyerim derken aynı zamanda da batonlarımı yerleştirmeye çalışırken çantamın içerisine sığamadım ve sırt çantamı kapasitesinin oldukça üzerinde doldurmuş bir şekilde önce işime gittim, mesai bitim saatim ve uçak saatim yaklaştığı sırada valiz çantam aklıma geldi ve tekrardan önce eve giderek neredeyse 1 saat zaman kaybettim ve sonrasında hava limanına ulaşabildim. 


 Uçağımız indiği sırada akşam 18:00 da olan teknik toplantıya acaba nasıl yetişirim diye düşünürken ön sıramda sosyal medyadan takip ettiğim  team run.bo adresinin tshirtünü giyen birisini görünce yarışa gidiyorlar diyerek konuştum, tahmin ettiğim gibi yarışa gidiyorlardı, birlikte teknik toplantının yapılacağı saati ileri aldırmaya çalıştık (başardık) ve ulaştık. Teknik toplantı ve makarna partisi diğer organizasyonlardan biraz farklı olarak Starcraft adlı teknede oldu ve aynı zamanda mini bir gezi düzenlendi.

Gezi esnasından bir görüntü.



Akşam otelime döndüğüm zaman ilk işim malzemelerimi ve çantamı hazırlamak oldu ve neler vardı diye soracak olursanız eğer,

Çanta:       Raildlight Olmo 5 ( ZORUNLU MALZEME SIRT YADA BEL ÇANTASI)
Rüzgarlık: Under Armour      ( ZORUNLU MALZEME)
Tshirt:       Under Armour Coolswitch
Tayt:         Under Armour Coolswitch
Çorap :     Under Armour
Ayakkabı: Under Armour  Horizon RTT
Baton:      Fizan (Start alanında bıraktım yanıma almadım)
Gözlük.    Oakley Radar
Saat:        Garmin Fenix 3
Acil durum Battaniyesi ( Bence en önemli malzeme )  (ZORUNLU MALZEME)
Kafa Feneri: Led Lenser Neo 3 adet yedek pil  ( ZORUNLU MALZEME )
Harici Batarya (BU YARIŞ İÇİN ZORUNLU MALZEME)
İlk yardım malzemeleri (ZORUNLU MALZEME)
2 adet snickers jel midemi bozduğundan dolayı alternatif olarak kullanıyorum ve bu kişiye göre farklılık gösterebilir.





                                                               START ALANIMIZ
Sabah start saati geldi yerimizi aldık ve 8.15 de startımız verildi, artık uzunca km'ler boyunca doğa ile iç içe bir başımıza kalmıştık.

İlk tırmanışın son metreleri, harika fotoğraflar için goshots ekibine ayrıca teşekkürler 
 İlk km'nin içerisinde kalenin içinden geçtikten sonra oldukça dik bir tırmanış bizi bekliyordu ve tırmanışı gördükten sonra kendime bu hiç kolay olmayacak diyerek başladım tırmanmaya, boyum ve bacaklarım ufak olduğu için bazı yerlerde kayalara çıkmakta zorlandım ilk tırmanışın sonunda gene bir kayaya çıkarken kafamı vurdum ve halen acısı sürüyor :)

Toplu start olduğu için kalabalık bir şekilde 2. grupta devam ederken yaklaşık 4. km'de  ön grubun geri döndüğünü fark ediyoruz sebebi ise oradaki çalışanların parkur işaretinin yerini değiştirmesi bu vesile ile kaybedilen zamandan ötürü 3 parçaya bölünen grup yeniden birleşerek dar bir patikadan sonrasında merdivenlerden aşağıya hep birlikte ilerledik ve belkide parkurun en düz rotasında koşmaya devam ediyorduk.

 Bir süre asfalt üzerinde koştuktan sonra muz bahçelerinin içerisinden devam ederek diğer bir tırmanışa gelmiştik ve havada ısınmaya başlamıştı. Koş yürü yaparak devam ediyordum ve bu tırmanışın ortalarında organizatör Ahmet Arslan'ı görmek güzel bir duyguydu neredeyse geçen herkese tek tek başarı diliyordu ve motive ediyordu.
 
İkinci tırmanıştan bir kare.

Km'ler ilerliyordu ve yolda gelirken tanıştığımız team run.bo ekibi ile yola devam ediyorduk uzun bir süre kopamadık çünkü kafamın dalgınlığından mıdır bilinmez sürekli biraz tempo yapayım dediğimde işaretleri kaçırıp farklı yollara girdim ve geri rotaya döndüğümde birleşmiş olduk, en son birleşmemizde kadınlar birincisi Elena da bize katılmıştı bir süre birlikte tırmandık indik km'leri devirdik. Yaklaşık olarak yanlış hatırlamıyorsam 7-9 km kadar onun gücüne eşlik edebilmiştim :) 19 km kontrol noktasından birlikte çıktık ve dönüşte 41.km noktasından 42 dakika fark yemiştim.

28.3 km 3. kontrol noktasına vardığımda her şey güzel gidiyordu hava sıcaktı ama yeteri kadar su alıyordum. Burası yaklaşık 1000 metre yüksekliğe sahipti, önümüzde 500 metre daha tırmanış vardı ve konuşmalarını duyduğum kar yukarıda beni bekliyordu, acaba gerçekten bahsedildiği kadar var mıydı?
 Çok zaman kaybetmeden çıktım ve zirve yoluma devam ediyordum fakat o kadar  yüksekte olduğuna inanamıyordum sanki hiç ulaşamayacakmışım gibi. Sürekli dinlenmek zorunda kalıyordum çünkü değil koşmak yürümek bile zordu bu parkurda. 

Eğim grafiğinde tam ortadaki kısma baktığınız zaman ne kadar dik olduğunu az çok tahmin edebilirsiniz, zor da olsa yoluma devam ediyordum ve 20 kişilik 64k ekibi içerisinde 7. durumda gidiyordum. Her adımımda yukarı çıkıyordum ve etrafıma baktığım zaman inanılmaz manzaralar ile karşılaşıyordum dağların zirveleri karlıydı ve gerçekten muazzam bir manzara içerisindeydim. Zirveye çok az bir yolum kaldığı zaman bir daha etrafıma baktığım zaman çok değişik duygular hissettim iyi ki buradayım dedim ama aynı zamanda da bir o kadar da korkuyordum çünkü etrafıma baktığım zaman sadece uçurum gibi hissediyordum kendime dedim ki eğer iniş yolu da bu çıktığım gibi ise mutlaka bırakacağım çünkü asla bu yoldan inemem, ama sorun şu ki beni buradan kim alacak :)


Zirve manzarası gerçekten de mükemmel değil mi? :)


Tamam tamam güzel manzarayı çirkinliğim ile daha fazla bozmayacağım :)


Buda ne kar'ı ya bu mevsimde kar mı olur diyenler için uzuuun karlı bir inişten bir parça.

En zorlu kısmı atlatmış artık çoğunluğu iniş olan bölüme geçmiştik ve tahmin ettiğim gibi rahat gidiyordum taaki acıkana kadar :) yolda girip birşeyler alabileceğim bir yerde yoktu keşke yanıma daha fazla birşeyler alsaydım diye kendi kendime söylenirken minik bir klübede 3-4 amca şiş mangal yapıyorlardı. Tabi ki et yemedim sadece yarım simit aldım belki açlığım dandı ama yediği en güzel ve çıtır simit o olabilirdi. Karnımı simit ile doyurduktan sonra keyifli bir şekilde ortamdan ve manzaradan keyif alarak yoluma devam ettim Ali Gültekin abi ile parkurda uzun bir süre birlikte koştuk burda teşekkür etmezsem olmazdı.



Merhaba tosbik kardeş.

 Artık son 2 kontrol noktası kalmıştı ve sondan bir öncekine kadar neredeyse 6km boyunca patika ve asfalttan iniş vardı, artık şehri görebiliyor olmak da bir motive kaynağım olmuştu.

Son kontrol noktasına geldikten kısa bir süre  sonra kumsala girmiştik ve gerçek anlamda yürürken mesafe kat edemiyordum, buda benim 1 sıra gerilememe sebep olmuştu, bir şekilde kumsalın sonuna vardığımızda son tırmanış için devam edebilmemiz için suyun içerisinden geçerek kayalara tırmanmamız gerekiyordu ve suyu geçtikten sonra kayaya çıkarak hem oturup etrafı izledim hemde tozluk kullanmamam dan dolayı ayaklarıma dolan kumları temizledikten sonra yoluma devam ettim.


Anlatmış olduğum son çıkışın güzel bir resmi karşıda gözüken kaleye çıktık ama ne çıktık birde bize sorun asla bitmiyordu o çıkış bir türlü ulaşamıyorduk :)

Tırmanışın bitmesine son 750m kala organizasyondan bir arkadaş sağolsun beslenmem için yardım etti ve bir süre orada oturup dinlendikten sonra bitirmenin mutluluğu ile kalkıp yoluma devam ettim. Artık bitişi görmüştüm ve aşağıya doğru inerken kızıl kule gittikçe yaklaşıyordu, bunuda not etmeden geçemeyeceğim bitişe yaklaşık 100m kala bir grup fotoğraf çekmemi rica etti bende karasız kalsam'da durup isteklerini yerine getirdim tam yoluma dönmüştüm ki yukarılarda bahsettiğim Ali abi'nin alt kulvardan önüme girdiğini gördüm, yol boyunca uzun bir süre birlikte koştuğumuz için ve ayrıca parkurun hazırlanmasında işaretlenmesinde emekleri olduğu için onunda bitirebildiğini görmek beni çok mutlu etti.

Sonuç olarak 20 kişi arasında 9.   yaş grubum içerisinde 9 kişi de 3. olmuştum. sürem ise 11 saat 19 dakika.

Bu organizasyonu bize kazandırdığı için Ahmet Arslan'a sponsorlarına, ve gönüllü dostlarımıza teşekkürler.

İlk blog yazım olduğu için yanlışlarım var ise affola, umarım keyif almışsınızdır.
Başka Maceralarda Görüşmek Üzere.

Cappadocia Ultra Trail 60K

Selam,  Daha önceki senelerde de katılmak istediğim bir yarıştı fakat Gloria Ironman yarışına denk geldiği için kısmet olmamıştı. ...